FUEN Başkanı Organizasyonun Frizya'daki Yıllık Kongresinde Azınlıklarla çoğunluklar Arasında Bir Anlaşma Yapılmasını Önerdi

- Basın Bildirileri

21.Haziran 2018 Perşembe günü Hollanda'nın Leeuwarden/Ljouwert şehrinde gerçekleştirilen FUEN'in 63.yıllık kongresinin açılış konuşmasına ''Minority SafePack adlı halk girişimine verilen 1.320.00 destek beyanı tahminlerin ötesinde bir değer taşımaktadır'' sözleriyle başladı.

Lorant Vincze Frizlan'ın başkentinde misafirleri ve delegeleri selamlayarak  kent adının tarihçesini hatırlattı: 1996 yılında Frizya eyaletleri, şehrin resmi adının Hollandaca yazılış tarzıyla değil, Batı Frizya yazılım şekliyle ''Fryslan'' olarak verilmesine karar verdiler. Hollanda Hükümeti bu kararı 2004 yılında onayladı ve bu isim değişikliğinin gözlenmesi için üç yıllık bir plan tespit etti. Vincze devamla ''Bu husus bir topluma ve onun diline gösterilen saygıyla ilgili Avrupai bir başarının öyküsüdür. Avrupa'daki tüm ulusal azınlıklar kendi bölgelerinin ismine karşı böyle bir saygı gösterilmesini arzu etmekte olup, bu ismin azınlık dilinde olduğu gibi resmi dilde de tanınmasını ve kullanılmasını arzulamaktadırlar'' dedi.

Başkan Frizya Hareketi anlamına gelen Friesischen Bewegung adlı kuruluşun meclisine, başkan Geart Benedictus'a ve Pier Bergsma'ya, bu kongreyi ana yurtlarının bulunduğu bölgeye taşıdıkları için teşekkür etti.

MSPI adlı girişimle ilgili ilk düşüncelerine devam ederken ''Bizler başarıyla geçen imza kampanyasından sonra tekrar asıl hedefimize rücu etmek mecburiyetindeyiz. Minority SafePack adlı halk girişimi sadece yasal bir enstrüman değil, aynı zamanda bir öneridir. Bu girişim, yerli ulusal azınıkların Avrupa'ya bir önerisidir. Bu girişim bu gün bir milyondan fazla kadın ve erkek Avrupa vatandaşının net ve açıkça ortaya koyduğu bir mesajı içermektedir: Yerli ulusal azınlıkların soruları halı altına süpürülemez''.

Avrupa azınlıkları çatı birliği  başkanı  avrupai bir çoğunluk ve azınlık paktı önerisini sunarak ''Bizler Avrupa'yı çeşnileştirerek, bunu çoğunluğun da tanımasını ve desteklemesini istiyoruz. Azınlık toplumlarının benliğini korumak ve onu teşvik etmek, asimile edilmesini durdurmak, geleneksel olarak yaşadıkları topraklarda kendilerini evlerinde hissetmelerini sağlamak, yaşamlarını ilgilendiren konularda alınacak kararlarda söz sahibi olmalarına imkan sağlamak ve kendi kültürel, eğitimsel ve dilsel haklarını bizatihi kullanmalarını teminen dilsel ve kültürel zenginliğin yeşermesi doğrultusunda uygun şartları yerine getirmek arzusundayız'' dedi.

Lorant Vincze Minority SafePack adlı girişimi destekleyen geçerli  imzaların ve FUEN önerilerinin Avrupa Komisyonu'na sunulmak suretiyle, bu sürece ait son yasal adımın gözden geçirilmesinin yeterli olamayacağı inancını dile getirdi. Vincze yaptığı açıklamada ''Bunu yapmadan önce kesinlikle bilmek zorunda olduğumuz husus; yerli azınlık haklarının  yasal girişimlerle korunabileceğine yönelik hedefe ulaşmanın  mümkün olduğuna ve talebimizin haklı bulunarak, herhangi stratejik bir dosyadaki evrak  altına düşülmüş bir dip notu aerzetmeyeceğine emin olmamızdır'' ifadesini kullandı.   

Bu nedenle FUEN,  Avrupa Komisyonu'ndan  azınlıklar için yapılacak yasal girişimlerin içeriği hakkında bir diyalog kurmasını talep etmiştir. Eğer Avrupa Komisyonu azınlıkları desteklerse, o halde onlar ileriye doğru bir adım daha atıp, imzalanan destek beyanlarını sonbaharda sunacaklardır. Şayet olumlu bir cevap alamazlarsa, halk girişimi yönetmeliğinin  bu  girişim başlatanlara müsaade etmesi nedeniyle,  önümüzdeki  Avrupa seçimleri ile,  yeni ve avantajlı olacağını ümid ettiğimiz Avrupa Komisyonu ve Avrupa Parlamentosu'nun tesis edilmesini  beklemek zorunda kalacaklardır.

Organizasyonun gelecekteki görevleri hakkındaki söz ederken adıgeçen, toplum üyelerine ulaşılmasını ve  işin içine daha yoğun katılmalarını teminen yapılacak sivil  eylemler için  ihtiyaç duyulan enstrümanların lüzumundan bahsetti. FUEN bu nedenlerden dolayı üye organizasyonlar için çalıştaylar ve kapasiteyi arttıracak çalışmaların yapılmasını planlamaktadır.

Lorant Vincze FUEN'in son yılda imza kampanyası yanında başka projeleri de tamamladığına işaret etti. Ona göre  bu projeler, kapsamları  içinde kalan Batı Balkanlar ve Kafkasya'daki azınlıklar projelerinde olduğu gibi son yıllarda başarıyla temayüz eden programlarını da devam ettirdiler. Şimdi iki yeni projeyi hayata geçirmiş durumdalar. Bunlarda birisi, azınlıklar medya temsilcilerinin bir araya geldiği azınlıklar forumu, diğeri ise Avrupa Bölgeler Komitesi tarafından organize edilen ve azınlıklarla, azınlık yanlısı bölgelerin ''Deeply Rooted in the Regions'' başlığı altında bir araya gelmesiydi.  FUEN' çalışma gruplarının faaliyeti daha da yoğunlaşmış ve sonucunda iki yeni çalışma grubu daha teşekkül etmiştir: Bu çalışma grupları, Non-Kin-State adlı Çalışma Toplumu ve Eğitim Çalışma Toplumudur.

Başkan Vincze FUEN'in partnerleri hakkında söz ederken, Minority SafePack adlı halk girişiminin, organizasyonun şu ana kadar en büyük projesi olmakla birlikte, buradaki üye organizasyonlarından bir çoğunun AB dışındaki ülkelerden oluştuğunu hatırlattı. Vincze devamla, işte bu nedenle FUEN'in, Avrupa Konseyi Kurumları ile birlikte çalışmak istediğini belirtti. Adıgeçen ayrıca, son yıllarda Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGIT) ve Birleşmiş Milletler ile sürdürülen iyi ilişkilerin daha da kuvvetlendirilmesini  arzuladıklarını da ifade etti.

FUEN Başkanı Almanya ve Macaristan ile Schleswig-Holstein, Güney Tirol, Kärnten, Brandenburg ve Sachsen Eyaletlerinin gösterdiği ortaklığa ve desteğe teşekkür etti. Federal Almanya Cumhurbaşkanı Sayın Frank-Walter Steinmeier'in geçtiğimiz yıl Ekim ayında yapmış olduğu ziyareti sırasında FUEN'in faaliyetlerinden övgüyle bahsetmesine de övgüyle öne çıkardı.

Lorant Vincze yaptığı kapanış konuşmasında, giderek ivedilik kazanan AB'nin geleceği hakkındaki tartışmalardan söz etti ve şöyle dedi: ''Önümüzdeki değişimler bizler için birer şans olup, Avrupa'daki azınlıklar ve bizler bu tartışmaya dair kendi vizyon ve önerilere sahibiz. AB içinde halen, üyeliğe geçiş safhasında üye devletlerce yerine getirilen hukuk devleti olma, üye devletlerin sorumluluğu ve siyasi kriterler gibi hususlara riayet edilmesi hakkında bir iç tartışma mevcuttur. İşte burada hata yapmayınız: Ulusal azınlıkların korunması da bu kriterlerden biridir ve bu husus, hukukun bağımsızlığının yanında bir de hukuk devleti olmanın muhafaza edilmesi veya rüşvetle mücadele, azınlık haklarına saygı ve mevcut yasal müeyyidelere riayet edilmesi  anlamına gelmektedir. Bir çoğumuz AB'yi sadece ekonomik menfaatlere dayalı bir yapı olarak görmekte. Ancak AB'nin parolası ''Çeşitlilik İçinde Birleşme'' olup, ''Ne Birlik ne de Çeşitlilik bir iç pazarda satın alınabilecek bir mal değildir''  Lorant Vincze sözlerine şunu da ekledi: ''Bizler, içersinde dillerin ve toplulukların eşit haklara sahip olduğu, saygı duyulduğu ve takdir edildiği  bir toplumun rüyasını  görmekteyiz''

 

 


{$keyTopicsTitle}

  • Siyasi Katılım
  • Temel Haklar
  • Dilsel Çeşitlilik
  • Roman Azınlığı ile Dayanışma
  • Avrupa Vatandaşları Girişimi
  • Örgütlenme Ağı
  • Avrupa Azınlıklar Forumu / Azınlıklar Evi

Flickr

Flickr’de Daha Fazla Fotoğraf