- Basın Bildirileri
FUEN Başkan Yardımcısı Gösta Toft und FUEN mensubu Roman Poblek 13 ve 14.Mart tarihlerinde '' Kuruluşundan 20 Yıl Sonra Ulusal Azınlıkların Korunmasına İlişkin Çerçeve Anlaşması Varlığının Tespiti'' (Framework Convention for the Protection of Natioanl Minorities: Taking Stock after 20 Years) adlı ihtisas toplantısına katıldılar. Anılan konferans Frankfurt am Main şehrindeki Goethe Üniversitesi'nde gerçekleştirildi.
Sözkonun oturum, Avrupa Konseyi Ulusal Azınlıkların Korunmasına İlişkin Çerçeve Anlaşması'nın 20.kuruluş yılı kutlaması vesilesiyle yapıldı. Bu döküman eğitim, katılımcılık, dil hakları veya Avrupa'daki ulusal azınlıklar medyasına ulaşımla ilgili önemli yönetmelikleri kapsamakta olup, güncel olarak Avrupa Konseyi'ne mensup 47 üye ülkenin 39'u tarafından onaylanmıştır. Bu durumda adıgeçen anlaşma, azınlıkların korunmasına ilişkin uluslararası hukuk düzeyindeki anlaşmaların en önemlisi olarak geçerlidir.
Müzakereciler, çerçeve anlaşmasının genel gelişimi ve çerçeve anlaşmasının uygulanması hakkındaki bilançodan sonra, konvensiyonun kapsadığı tüm alanları irdelemiştir.. Uzmanlar, işbu çerçeve konvensiyonunun canlı bir enstrüman olarak telakki edilmesinin gerektiği hususu ile, bu konvensiyonun toplumumuzun yeni realitesine ve taleplerine uyum sağladığı konusunda mutabık kalmıştır. Dijitalleşme ve hareketlilik gibi aynı zamanda bir takım yeni imkanları beraberinde getiren bu talepler sayesinde azınlıklar kendilerini bunlarla yüzleşmek zorunda hissetmektedirler. Bu bakımdan, çerçeve anlaşmasının cesaretle ve müessir şekilde yorumlanması elzemdir
Bu arada konvensiyon hükümlerini uygulamada yeterli isteği göstermeyen Avrupa Konseyi'nin bir kaç ülkesi ile, bu konvensiyonu onaylamayı tamamiyle reddeden az sayıdaki üye ülkeler eleştiriden nasibini aldılar.
Bununla ilgili olarak, Avrupa Konseyi Çerçeve Anlaşması Kontrol Komitesi (Danışma Kurulu) tarafından son yıllarda yeni azınlıklarda daha da artan şekilde uygulanan konvensiyonun geçerlilik alanı yoruma sunulmuş oldu.
FUEN Başkan Yardımcısı Gösta Toft, ulusal azınlıkların korunmasında şahsen fantastik bir enstrüman olarak telakki ettiği bu konvensiyonun önemine vurgu yaptı. Toft, konvensiyonun esas düşüncesini teşkil eden geleneksel ve yerli azınlıkların korunması fikrinin Avrupa Konseyi'nin odak noktasında kalmaya devam etmesinin gerektiği ve yeni azınlıklar için ayrı bir anlaşmanın elzem olduğu konusunda danışma kurulu üyelerinin dikkatini çekti. Toft ayrıca Minority SafePack adlı Avrupa Halk girişimi hakkında ihtisas konferansı katılımcılarına bir sunum yaparak, onlara güncel rakamları ibraz etti.
Konferansın zirve noktasını ise, Frankfurt Üniversitesi ana binasında, ulusal azınlıkların korunmasına ilişkin çerçeve anlaşmasına ingilizce diliyle yapılan yeni hukuki bir yorum teşkil etti. Goethe Üniversitesi Hukuk Profesörü ve Azınlık Hakları Uzmanı Rainer Hoffmann başta olmak üzere Flensburg'taki European Centre for Minority Issues (ECMI) Başkanı Prof.Dr.Tove Malloy ile Azınlıklar Araştırmacısı ve Federal İçişleri Bakanlığı'nın azınlıkların korunması alanındaki uzun yıllara dayanan tecrübeli uzmanı Dr. Detlev Rein bu yoruma eşlik etti.
Panel konuşmacılarının çoğu bu yorumun yazarlarını teşkil ettiklerinden, en güncel bilimsel durum ile Avrupa Konseyi'nin kararları (Danışma Kurulu ve Bakanlar Komitesi) hakkındaki raporlar böylelikle her defasında verilmiş oldu
Dr.Detlev Rein konferansı şu sözleriyle kapattı: ''20 yıllık çerçeve anlaşması bize geçmişi, yaşadığımız anı ve geleceği gözlemlemeye, şimdiye kadar bir çok ülkede sağlanan uygulama çabalarını ve bunun başarısını takdir etmeye, ayni zamanda da uygulamada görülen, ancak telafi edilmesi zorunlu eksikliklere işaret etmeye vesile oldu. Yorum, danışma kurulunun her üye devlet için ayrı ayrı hazırladığı 140 talebe ait alışıla gelmiş yasal düzenlemeler hakkında bir özeti ihtiva etmekte olup, bu özet idari bölümdeki sorumlularla, ulusal azınlığa ait birlikler ve bilim adamlarına, ulusal azınlıkların haklarını usulüne uygun değerlendirmede ve kullanmada yardımcı olmalıdır''.