- Basın Bildirileri
MSPI Halk Komitesi üyeleri, FUEN Üye Organizasyonlarının Başkanları ve Minority SafePack adlı başarılı halk girişimine katılan diğer partnerler Leeuwarden/Ljouwert'te gerçekleştirilen FUEN'in 63.yıllık kongresinde anılan girişimin öyküsünü ve bunu takip edecek adımları tartıştılar.
Yerli ulusal azınlıkların AB vasıtasıyla korunması ve desteklenmesi için yapılan Avrupa Halk Girişimi 1.320.000 destek beyanı toplayarak, AB üyesi olan 11 ülkede eşik değerine ulaşmak suretiyle gerçekten kutlanmaya layık bir zafer kazanmıştır. Ancak sürec bununla sona ermemiştir ve nihai hedefe ulaşmak için, önümüzdeki sürecin stratejisi itinayla düşünülüp taşınmalıdır. Başkan Lorant Vincze tarafından yönetilen görüşmelerden çıkan sonuç işte bu sözlerde yatmaktaydı.
FUEN Başkanı bir anda, AB'nin Uzak Doğu'sunda yaşayan azınlık temsilcilerinin Uzak Batı'daki azınlığa gelerek, Avrupa azınlıklarının korunmasına ilişkin fikirlerini sunduğu o anı, yani Anke Spoorendonk ile Honor Kelemen arasındaki ilk buluşma anını hatırlattı.
Almanya'dan gelen Danimarkalı MSPI Halk Komitesi üyesi Anke Spoorendonk konuşmasında, kendisinin MSPI adlı halk girişimini bir vizyon olarak gördüğünü ifade etti. Ancak o tarihlerde başarılı olacaklarına inanmamıştı. Buna rağmen bunu gerçekten arzuladıklarını göstermek istemişlerdi. Adıgeçenin inancına göre bu halk girişimi, azınlıkların korunmasını tüm diğerlerinden daha fazla öne doğru ileri sürdüğü için bu denli başarı sağlamıştı. Hür Avrupa Birliği (EFA) Başkan Yardımcısı açıklamasında, içinde bir halk grubunun ayrımcılığa tabi tutulduğu bir Avrupa istemediklerini açık ve seçik şekilde ifade etmişti. Ona göre Kopenhag Kriterleri'ne, AB ülkeleri tarafından üyeliğe geçtikten sonra da riayet edilmeliydi. Adıgeçen, bir dahaki komisyonun, azınlıklar tarafından başvurabileceği bir azınlıklar sorumlusuna sahip olması gerektiğini ifade etti.
Romanya'daki Macarların organizasyonu RMDSZ Başkanı Hunor Kelemen MSPI'nin kısa ve uzun süreli olacak birer stratejiye sahip olması gerektiğini vurguladı. Ona göre kısa sürede aklı başında davranmak suretiyle çoğunluk toplumu içinde partnerler bulunmalıdır RMDSZ Başkanı sözlerine devamla ''Hepimizin gördüğü gibi Avrupa Komisyonu problemli sorunları halı altına süpürmeyi denemiş veya bunun için kötü çözümler üretmeyi denemiştir. Bu komisyon şu an için büyük ihtimalle girişimimizi desteklemeyecektir. Aklımızı kullanarak 7 yıllık çalışmayı ve 1,3 milyon imzayı bir kaç ay için riske atmamalıyız. Düşünceme göre önümüzdeki yılda yapılacak Avrupa Parlamentosu seçimlerini ve bir çok soruyu enine boyuna düşünmesi gereken yeni bir Avrupa Komisyonu'nu beklemek zorundayız'' ifadesini kullandı.
RMDSZ Avrupa Milletvekili Gyula Winkler Minority SafePack adlı halk girişiminin geride bıraktığı yedi yıllık sürece bakarak, planlama ve zor zamanlarının yaşandığını, şu an kampanyanın başarısını kutlamanın ve sevinmenin zamanı olmasına rağmen, acele etmenin değil, bilakis stratejik düşünmenin zamanı olduğunu söyleyebileceğini belirterek ''Hunor Kelemen ve Anke Spoorendonk'un bunun için kısa ve uzun süreli stratejilerin gerekli olduğu düşüncesine dayanan görüşüne katılıyorum'' dedi. Avrupa Milletvekili Csaba Sogor birbirlerinden öğrenecek şeyleri olan bir çok azınlık var diyerek ''Frizya Bayrağı ne Hollanda'da ne de Szeklerland ülkesinde bu tarz kısıtlamalara tabi tutulmazken, memleketimin belediye başkanı Szekler Bayrağını kullanması nedeniyle 60.000 Avro tutarında para cezasına çarptırıldı. Bu nedenle AB, azınlıklarla ilgili sorunlarda söz söyleme hakkına sahip olmalıdır'' vurgusunda bulundu. Güney Tirol Avrupa Milletvekili Herbert Dorfmann ise kampanyanın zor olacağı görünümü arzetmesi nedeniyle, MSPI adlı halk girişiminde başarı sağlanmasının hemen hemen imkansız olduğunu düşündüğü anda kötümser değil, realist olduğunu ifade etti. Kendisi aynı zamanda, başarılı bir beklentinin maksimal tarzda sağlanması için doğru bir stratejiye ihtiyac olduğu fikriyle de aynı kanaatte olduğunu belirtti.
FUEN Başkan Yardımcısı Güsto Toft MSPI adlı halk girişiminin Danimarka'daki başarısının sadece azınlıklar için değil, bilakis çoğunluklar için de bir başarı olduğunu ifade ederek ''Azınlıklar ve çoğunluklar birlikte hareket etmelidirler'' dedi. Adıgeçen sözlerine devamla, azınlıkların korunmasını teminen yasal bir çerçeveye ihtiyaç olduğunu ifade etti. Lorant Vincze, en fazla imzanın sağlandığı Macaristan'daki MSPI Kampanyası sorumlusu ve Rakoczi adlı derneğin başkanı olan Balazs Tarnok'u selamladı. Vincze sadece Macaristan'da 600.000 imzanın toplandığını vurguladı. Tarnok ise, çoğunluğunu macar toplumunun sağladığı iyi bir tecrübeden dem vurdu: Bu da Kiliseler ve siyasi partiler de imza toplanması eylemine katıldığı gerçeğiydi.
FUEN'e üye olmayan bir kaç topluluk kampanya sırasında, Basklar ve Katanların da İspanya' da yaptıkları gibi güçlü bir katkı verdiler. Katalan Ulusal Meclis Temsilcisi Erika Casajoana, girişim sonucunda gerekli sayıda imza sağlanamamış olsaydı bile bu girişime katılmaya yine de çok ilgi duyacağını belirtti. Bir devleti olmayan on milyon insandan oluşan bir ulusun ana dilini AB bağlamında kullanama iznine sahip olamamasının kendilerini motive etmeye neden olduğunu dile getirdi. Coppieters Foundation adlı kuruluşun eski Avrupa milletvekili Inaki Irazabalbeita ise, Bask halkına verdiği mesajın içerde ve dışarda dayanışma olduğunu söyledi ve Fransa'da yaşayan bask halkının Basken ülkesindeki eşit haklara sahip olmadıklarını vurguladı.
Macaristan'daki almanların temsilcisi Olivia Schubert ve Hırvat parlamentosu sırp azınlığı milletvekili kendi anayurtlarındaki seçimlerle ilgili olarak edindikleri birikimler hakkında rapor verdiler. Olivia Schubert parlamento seçimleri ve de Minority SafePack adlı halk girişimi için destek topladıklarını ve kampanyanın alman azınlığı tarafından desteklendiğini ifade etti. Miloseviç ise, MSPI Kampanyası'nın beklendiğinden daha kolay geçtiğini itiraf etti.: Yerel azınlıklar arasında iyi bir işbirliği ve FUEN tarafından gösterilen bir destek bulunduğunu söyledi.
Bernard Gaida Polonya'da eşik değerine ulaşamadıklarını, ancak kampanyadan öğrenilecek çok şey olduğuna değindi. Polonya'daki almanların imzaların büyük bir kısmını topladığını, ancak bu sırada diğer azınlıkların buna müdahil olmadıklarını belirterek, bu azınlıkları uluslararası düzeyde daha aktif olmalarını yönünde ikna etmek için neler yapılmasının ortaya çıkarılması gerektiğini belirtti.
Avusturya'daki Burgenland Hırvatları temsilcisi Petar Tyran bir çok politikacının MSPI hakkında olumlu şeyler ifade etmesini ve destek ricasında bulunmalarını sağladıkları için zahmetlerinin boşuna çıkmadığını açıkladı. O nedenle Avusturya'daki tüm partilerin bu girişimi desteklemelerini sağlamak için çalışacaklarını ifade etti.
Bretagne Kültür Enstitüsü Temsilcisi Jean-Pierre Levesque Batı Avrupa'daki ulusal azınlıkların kendine özel durumlarından söz etti. Ona göre, ortada ne bir organizason mevcut, ne de Fransız Hükümeti bu azınlıklara hak verilmesini duymak istemekte olup, bizzat azınlıklar bile bu yönde bazı şeylerin değişebileceğine inanmadığı için, MSPI adlı kampanyanın bazı şeylerin elde edilebileceği konusunda bu azınlıklara bir sinyal verebileceği düşünülebilir. Avrupa eski milletvekili ve Letonya'da yaşayan rus azınlığı üyesi Tatjana Zdanoka ise azınlık orta okullarının devlet tarafından kapatılmasına değindi ve FUEN'in bu problemle de ilgileneceğini hesaba kattığını belirtti.
YEN'in kısa bir süre önce seçilen başkanı Giuanna Beeli ise yeni organizasyonun aktivleşmenin yardımcı olduğunu ve insanları harekete geçirebileceğini farkettiğine değindi. MSPI için yapacağı kampanyayı tanıtarak, MSPI konularını Avrupa Konseyi'nde gözle görünür hale getirme konusunda kararlı olduğunu söyledi.
FUEN Başkan Yardımcısı ve aynı zamanda Rusya'daki alman Topluluğu üyesi Olga Martens kendilerinin AB'ye ait olmamasına rağmen birer avrupalı ve alman olarak MSPI'yi çok önemli buldukları tespitini yaptı. Almanya'ya geri dönen rusları MSPI girişimine angaje olmaları doğrultusunda motive etmek için aktif şekilde çalıştıklarını belirten Martens ''Bu girişime toplum bazında görünür şekil vermek bizim için önemliydi'' dedi. Martens sözlerine devamla, AB için sayıları doksanı aşan azınlıkların desteklenmesinin çok zor bir görev olmakla birlikte, bunun belki de 192 azınlığın yaşadığı Rusya için de bir model teşkil edebileceğini sözlerine ekledi.
Domowina adlı kuruluşun Başkanı David Statnik ise Almanya'daki imza eylemiyle ilgili sorunlara değindi ve şöyle dedi: ''Bizler insanların bir şeye imza atmadan önce bir mesajı en az üç kere duymaları gerektiğini tespit ettik. Bir diğer faktör de, azınlık mensuplarının refahına ilişkin tehdit edici faktörlerin mevcut olmadığı duruşunu göstermeleriydi. 72.000 imzaya dair eşik değerine ulaşmak mümküm olamadı. Almanya'daki sırpların temsilcisi bu girişimin ileride başarı sağlayacağına dair olan ümidini kaybetmeyenlerden biriydi. Sydslesvigsk Forening Kuruluşu'ndan Jens A.Christiansen azınlıkların bir tehdit değil, aksine bir şans olarak görülmesi zorunluluğuna değindi ve sözlerine ''Ulusal azınlıklar da birer avrupalı olup, Avrupa, Avrupa'nın ve münferid ulusların selameti doğrultusundaki çeşitliliğin bir topluluğudur'' şeklinde devam etti.